Oyun geliştirmek için altı ipucu
5 min readMart ayından bu yana mobil oyun indirmeleri %30 artış gösterdi. Think with Google yazılım yapmak isteyenlere, harika bir oyun geliştirmek için altı ipucu başlıklı bir makale ile bu konuda fikir veriyor..
İçinde bulunduğumuz sıra dışı koşullarda online oyun sektöründe her şeyin yolunda gitmesi sürpriz bir gelişme değil. Bu koşullar başlamadan önce bile dünya genelinde iki buçuk milyar insan online oyun oynuyordu. Evde zaman geçirmenin ve güvenli şekilde sosyalleşmenin yollarını aradığımız son aylarda da birçok insan online oyun dünyasına daha çok yöneliyor.
2020 yılının ilk çeyreğinde dünyada mobil indirmeler %15 artış gösterdi ve Mart ayından bu yana önceki çeyreğe oranla mobil oyun indirilmesi %30 yükseldi. Ayrıca, yakın zamanda Savanta ile mobil oyuncuların satınalma davranışlarını anlamak üzerine global düzeyde gerçekleştirdiğimiz araştırmaya göre, akıllı telefon kullanan oyuncuların %36’sının önümüzdeki bir yıl içerisinde oyun uygulamalarında daha fazla zaman geçirmesi bekleniyor.
Benim bu alandaki yolculuğum ise mobil oyun sektörüne adım attığım 2009 yılında başladı. O zamandan bu yana birbirinden çeşitli oyun türleri üzerine çalıştım. Bugüne baktığımızda ise, oyuncuların farklı beklentileri ve talepleri var. Örneğin, oyun tutkunlarının %44’ü daha inovatif oyunlar isterken %39’u da daha basit ve hızlı oyunlar istiyor.
Neyse ki, modern oyun geliştirme araçlarıyla, artık oyun geliştirmek her zamankinden daha kolay. Bu aynı zamanda rekabetin de hiç olmadığı kadar kızıştığı ve bir sonraki oyun projenizin vaktinin geldiğini gösteriyor. Oyun öncesi geliştirme süreci ise, bu oyun tutkunlarına hitap edebilmek için ilk ve en kritik dönemi oluşturuyor. Bunu gerçekleştirmeden planınız ne kadar iyi olursa olsun oyunun piyasada tutunması mümkün olmayabilir. Bu sebeple, oyun geliştirmeden önce göz önünde bulundurmanızın faydalı olabilceği altı ipucunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bir prototip 1000 toplantıya bedel.
En iyi ve en yaratıcı ekiplerin bile oyun mekaniği ve özellikleri konusunda aylarca tartıştığını ve çoğu zaman hiçbir fikir birliğine varamadığını gördüm. Yönetim ekibi ve kreatif ekip bir hafta süren beyin fırtınası kamplarından “Aklımıza hiçbir şey gelmedi” diyerek dönebilir. Doğru cevabı ilk denemenizde bulmaya çalışmak yerine başarısızlığa hazır olun ve mümkün olan en kısa sürede, oynanabilir prototipler üretmeye başlayın. Eğlenceli bir oyun, ekip toplantısında en çok oyu alan fikir değil; üzerinden bir hafta geçmiş olmasına rağmen herkesin oynamaya hâlâ devam ettiği prototiptir.
Sevdiğiniz oyunlardan ilham alın.
Prototip oluşturma sürecimde benim en büyük ilham kaynağım, Slime Rancher oyun direktörü Nick Popovich’in birkaç yıl önce Oyun Geliştiricileri Konferansı’nda yaptığı bir konuşma oldu. Yeni oyun fikri ararken sıfırdan başlamak zorunda değilsiniz, ancak zaten var olan bir oyunu kopyalamak da istemezsiniz. Mevcut oyunlarda sevdiğiniz mekanik özellikleri temel alın ve ardından kendi yorumunuzu ekleyerek oyununuzu gerçekten özel hale getirin. Bu konuda Popovich’in de önerisi şöyle: “Halihazırda var olan iki mekanik ve kendinize ait bir özel mekaniği temel alın.” Bu strateji o zamandan beri benim işime yarıyor.
En iyi araç, en iyi bildiğiniz araçtır.
Kağıt prototipler çok iyidir ancak bir oyunun zihnini gerçekten iyi biliyorsanız kullanmaktan korkmayın. Asla “Prototip oluşturma konusunda başarılı olmak için ‘bu aracı’ öğrenmem gerekiyor” diye düşünmeyin. En iyi prototiplerimden bazılarının yazımında C++ gibi “zorlu” programlama dilinden faydalanırken bazılarında en son oyunumu çıkarırken kullandığım araçtan faydalandım. En iyi bildiğiniz aracı kullanmaktan çekinmeyin.
Yolun başında sık sık test yapın.
Oyununuzu paylaşmak istememenizin binlerce nedeni olabilir. “Henüz o kadar eğlenceli değil”, “Oyuncular oyun tamamlanana kadar anlamayacaklar”, hatta “Yönetim şimdiki halini görürse projeyi iptal edecek!” gibi pek çok sebep duydum. Ancak aslında daha çok kötü prototip diyebileceklerimiz çoğunlukla yeterince oyuncu tarafından test edilmediği için kötü bir mekaniğe sahip olanlar ya da üretime bile girmemesi gereken zayıf bir çekirdek döngüye sahip olanlardı. Bu yüzden sık sık test edin, yolda öğrenin.
Oyununuzu asla bir “prototip”, “alfa” veya “önizleme” olarak adlandırmayın.
Test kullanıcılarınıza oyununuzun tamamlanmasına ne kadar zaman kaldığını söylemeyin, hatta onları oyunun yarın yayında olacağı konusunda ikna etmeye çalışın. Bir test kullanıcısının “Bu oyun nasılsa henüz prototip, şu hatayı biliyorlardır” şeklinde düşünmesini asla istemezsiniz.
Kural yerine bir duygu tasarlayın.
Birçok oyun geliştiricisi ve tasarımcısı, sistemleri sever. Bir oyun tasarım belgesindeki her eylem için tabloları ve ayrıntılı talimatları kaydetmek isteyebilir. Ancak çoğunlukla yapılan ilk tasarımlar oyun testlerinde asla hayatta kalamaz ve uygulayıcıları yaratıcılıklarını kullanmaktan alıkoyabilir. Daha çok, oyuncunun ne deneyimlemek istediğini illüstre etmeye ve tasarımcıya bu duyguyu aktarmaya çalışın.
Eğlenceli bir oyun, ekip toplantısında en çok oyu alan fikir değil; üzerinden bir hafta geçmiş olmasına rağmen herkesin oynamaya hâlâ devam ettiği prototiptir.
Oyun pazarlamacıları büyüyen kitlelerine en iyi şekilde hizmet vermek için öncelikle bir oyunun nasıl geliştirildiğini ve fikir aşamasından itibaren işin mutfağında yeteri kadar yer alarak oyuncuyla hangi kanallardan iletişime geçileceğini doğru keşfetmeli. Değişen tüketici ihtiyaçlarının nabzı her sektörde olduğu gibi burada da tutulmaya devam edilmeli.
Evet, burada bahsettiklerimiz harika bir oyunun yalnızca başlangıcı. Çekirdek döngünüzü bulduktan sonra tabii ki çok çalışmanız, deneme yapmanız, oyunculardan öğrenmeniz gerekecek. Tabii, biraz da şansa ihtiyacınız olacak. Ancak bu ipuçlarının doğru noktalara odaklanmanıza yardımcı olacağına ve şansı da beraberinde getireceğine inanıyorum.