Bilim insanları Ay’ın içinde ne olduğunu doğruladı
2 min readOldukça uzunca bir süredir Ay’ın içinde ne olduğu merak ediliyordu. Ancak yapılan yeni bir çalışma, Dünya’nın uydusu Ay’ın iç mekanizmalarına ışık tutarak merakları gideriyor.
Mayıs ayında yayınlanan kapsamlı bir araştırma, Ay‘ın iç çekirdeğinin aslında demire benzer bir yoğunluğa sahip katı bir top olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar bu bulgunun, Ay’ın iç kalbinin katı mı yoksa erimiş mi olduğuna dair uzun süredir devam eden tartışmaların çözülmesine yardımcı olacağını ve Ay’ın ve dolayısıyla Güneş sisteminin tarihinin daha doğru bir şekilde anlaşılmasına yol açacağını umuyor.
Güneş sistemindeki nesnelerin iç bileşiminin araştırılması en etkili şekilde sismik verilerle gerçekleştiriliyor. Depremler tarafından üretilen akustik dalgaların bir gezegen ya da ayın içindeki materyalden geçme ve yansıma şekli, bilim insanlarının nesnenin iç kısmının ayrıntılı bir haritasını oluşturmasına yardımcı olabiliyor.
Ay’ın iç yapısı detaylandı
Apollo misyonu tarafından toplanan Ay sismik verilerine sahibiz ancak bu verilerin çözünürlüğü iç çekirdeğin durumunu doğru bir şekilde belirlemek için çok düşük. Akışkan bir dış çekirdek olduğunu biliyoruz fakat bunun neleri kapsadığı tartışma konusu olmaya devam ediyor. Hem katı iç çekirdek hem de tamamen akışkan çekirdek modelleri Apollo verileriyle eşit derecede iyi çalışıyor.
Araştırma ekibi, Ay’ın çekirdeğininDünya’nınkine çok benzediğini, dışta akışkan bir tabaka ve içte katı bir çekirdek olduğunu buldu. Modellemelerine göre, dış çekirdeğin yarıçapı yaklaşık 362 kilometre, iç çekirdeğin yarıçapı ise yaklaşık 258 kilometre. Bu da Ay’ın tüm yarıçapının yaklaşık yüzde 15’ine denk geliyor. Ekibin bulduğu iç çekirdeğin yoğunluğu da metreküp başına yaklaşık 7,822 kilogram. Bu da demirin yoğunluğuna çok yakın.
Briaud ve ekibi, elde ettikleri sonuçların daha önceki bulguları doğruladığını ve Dünya benzeri bir Ay çekirdeği için oldukça güçlü bir kanıt oluşturduğunu söylüyor. İnsanlığın nispeten kısa bir süre içinde Ay’a dönme planları göz önüne alındığında, belki de bu bulguların sismik olarak doğrulanması için uzun süre beklememiz gerekmeyecek.