Facebook’un reklam krizi büyüyor
4 min readReklam boykotu, Facebook için hızlı bir şekilde problem olmaya başlıyor. İnsan hakları grupları tarafından organize edilen boykotun 300’den fazla katılımcısı var ve katılımcıların artış hızı yavaşlıyor gibi gözükmüyor. Grup, uluslararası bir genişleme çağrısında bulundu ve Starbucks, Clorox ve Pfizer gibi markalar bu çağrıya katılarak reklamlarını geçici olarak Facebook’tan çektiler.
Her ne kadar reklamını çeken her firma resmi #StopHateForProfit (#KârİçinNefretiDurdurun) boykotuna imza atmamış olsa da, kampanya, Coca-Cola ve Target gibi devleri, reklam bütçelerini “tekrar gözden geçirmeye” itmiş gibi gözüküyor. Muhtemelen daha fazla firmanın da bu boykota katılacağı söylenebilir. Financial Times tarafından bildirildiği üzere Dünya Reklamcılar Federasyonu tarafından yapılan ankete göre, Dünya’nın en büyük reklamcılarının üçte biri boykota katılıyor veya katılmalarının “muhtemel” olduğunu söylüyor.
Ancak şu andaki soru, bu boykotun ne kadar büyüyeceği değil, neyi başaracağı. Henüz bu kısmın çok net olduğu söylenemez. Her ne kadar boykot ile Facebook’un pazar değerinden 56 milyar dolar silinmiş olsa da, bu çaba ile Facebook’un ne kadar para kaybedeceği belli değil. Daha önemlisi, bu kampanyanın sonucunda firmanın içerisinde neyin değişeceği de net değil.
Boykotun altında, Facebook’un bir türlü başa çıkamadığı “(ve bazılarına göre başa çıkmak için yeterli çaba göstermediği) öfke konuşmaları, yanlış bilgilendirme ve taciz içeren içerikler yatıyor. Ayrıca, firmanın uçlarla mücadelede daha iyi bir konumda olması için sistematik değişimler talep ediliyor. Örneğin Facebook’un “kalıcı insan hakları altyapısının” bir parçası olarak “insan hakları deneyimi olan bir C-seviyesi yöneticinin” işe alınması isteniyor. Ayrıca öfke konuşması ve yanlış bilgilendirme çevresinde üçüncü parti denetmeler ve hizmet ihlalleri sebebiyle kaldırılan bir reklamın yakınında reklamı gözüken reklamcılar için geri ödeme yapılması da önerilerin arasında yer alıyor.
Bunların yanı sıra, ırkçı, milis, Yahudi karşıtı, Yahudi katliamını reddeden, aşı karşıtı ve iklim değişimini reddeden grupları Facebook’un silmesi de isteniyor.
Boykotun başlangıcında bir Facebook VP’sinin, reklamcılara, firmanın “gelir baskısına bağlı sözleşme değişiklikleri yapmadığını” söylediği belirtilmişti. Ancak o andan beri Facebook bazı dikkat çekici değişimler yapmış durumda.
Zuckerberg, geçtiğimiz günlerde yaptığı duyuruda Facebook’un kurallarını bozan ancak haber niteliği olan “bazı” yayınlara etiketler ekleyeceğini söyledi. Ayrıca firmanın öfke konuşması ile ilgili sözleşme maddelerini reklamlar için de genişleteceğini ve oy veren baskısına karşı mücadelesini arttıracağı da belirtildi. Pazartesi günü de Facebook, marka güvenlik sözleşmelerinin denetimi için üçüncü parti bir organizasyon ile çalışacağını söyledi.
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde bu açıklamalar, bunların “ufak adımlar” olduğunu söyleyen kızgın kitleyi memnun etmeye yeterli gözükmüyor.
Büyük markaların reklamlarını geri çekmeleri Facebook’ta değişim isteyenler için güzel bir haber gibi görünse de, bu firmalar Facebook’un muazzam reklam gelirinin (2019 yılında yaklaşık 70 milyar dolar) ufak bir kısmını oluşturuyor ve toplam reklam gelirinin büyük bir kısmı küçük işletmelerden geliyor. Hatta bazı yorumlar, büyük firmaların zaten Koronavirüs salgını sebebiyle reklam bütçelerini azalttıkları bu dönemde boykotu iyi PR için kullandığını da iddia ediyor.
Gelir açısından bakıldığında, reklam boykotunun Facebook’un reklam gelirini ciddi bir ölçüde etkilemeyeceği söylenebilir.
En azından daha önce planlanan bir aylık sürecin ilerisine taşınmaz veya birkaç bin katılımcı daha kazanmazsa… Ancak bu, bütün çabanın boşa olduğu anlamına da gelmiyor. Boykot ile beraber Facebook, uç taraflar ve öfke konuşmalarına karşı yaklaşımı konusunda yenilenmiş bir baskı altına girmiş durumda. Bu baskı, Facebook’un reklamcılarının ötesine de genişleyebilir. Örneğin ABD’de üç Senato Demokratı, Mark Zuckerberg’e gönderdikleri bir mektup ile öfke konuşmasını engellemek ve uç içerikler hakkında kararları için daha fazla yapılması isteğinde bulundular.