Sezgileri öğrenebilen yapay zeka bebeği geliştirildi
4 min readİnsanlar ile yapay zeka arasındaki fark düşünüldüğünde akla ilk gelen tanım, ‘insani sezgi ve güdüler’ oluyor. Bu nedenle, mantıkla açıklanamayan ve bilgisayarlara -henüz- aktarılamayan içgüdüsel duygularımız ve refleksif, bazen de dürtüsel tepkilere sahibiz. Ancak geliştirilen yeni bir yapay zeka bebeği, bu gibi insani özellikleri öğrenebiliyor.
Yapay zeka araştırma labaratuvarı DeepMind ile birlikte yürütülen proje kapsamında, tıpkı bir bebek gibi, sezgisel fiziği, yani evrenimizdeki mekaniğin nasıl çalıştığına dair sağduyu anlayışını öğrenebilen bir yapay zeka sistemi tasarlandı.
‘Physics Learning Through Auto-encoding and Tracking Objects’in (Otomatik Kodlama ve Nesneleri İzleme Yoluyla Fizik Öğrenimi) baş harflerinin bir araya getirilmesiyle PLATO adı verilen yapay zeka projesi, bilgi ve anlamın doğasını araştıran bir düşünce deneyi olarak ortaya çıktı.
Makalede bilim insanları, “Mevcut yapay zeka sistemleri, çok küçük çocuklarla karşılaştırıldığında bile sezgisel fizik anlayışlarından yoksun. Bu çalışmada, gelişim psikolojisi alanından yararlanarak, insanlarla makineler arasındaki bu boşluğu ele alıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Sezgisel fizik nedir?
Bir bebeğe kırmızı bir top gösterildiğinde, daha sonra da aynı top büyük bir kitabın arkasına gizlendiğinde bebek ilk başta bunu büyük bir şaşkınlıkla karşılıyor çünkü kendi kendine “Top nereye kayboldu?” sorusu soruyor. Ancak bu durumun yeterince tekrarladığını görürse ve her defasında top kaybolup daha sonra yeniden ortaya çıkarsa, en nihayetinde şu sonuca ulaşıyor: “Topu göremesem de o orada. Böyle şeyler kendi kendine kaybolmuyor. Fizik diye bir şey var!”
Bilimsel olarak bu duruma nesne kalıcılığı deniyor ve yeni doğan ile 2 yaş arasındaki bebeklerde bu durum yavaş yavaş sezgi denilen kavrama dönüşüyor. Yetişkinlik döneminde ise bir nesne görüş alanımızdayken önüne bir engel konulduğunda, nesnenin hala orada olduğu gerçeğinden şüphe edilmiyor. PLATO projesindeki amaç, bir insanın bebeklik dönemindeki noktadan yetişkinlik noktasına gelirken edindiği bu sezgisel fizik sürecini anlayabilmek.
Ekip bu amaçla öncelikle bebeklerin sezgisel fiziği nasıl öğrendiğiyle ilgili onlarca yıllık gelişim psikolojisi araştırmasını inceledi. DeepMind’den Luis Piloto’nun Pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmaya göre daha sonra ortak bir tema ortaya çıkmaya başladı ve ‘fiziksel anlayışın dünyayı ayrı nesnelere bölerek desteklendiği fikri’ meydana geldi.
Diğer bir deyişle, bebekler sezgisel fiziği nesnelerin hareket ettiğini, düştüğünü, etkileştiğini, belirdiğini ve kaybolduğunu gözlemleyerek öğreniyordu. Yani ‘inanmak için görmesi gerekiyordu’. Bu ilkeye odaklanan araştırmacılar, zamanla beceri kazanabilen ve dolayısıyla kendi kodunu ayarlayabilen devasa veri kümelerine dayanan bir sistem olan bir derin öğrenme modeli geliştirdiler.
Ardından ekip, yapay zeka bebeği PLATO’ya çok sayıda nesne içeren basit fizik hakkında 28 saatlik animasyonlu videolar gösterdi. Örneğin PLATO, bir topun yere düşmesini, başka cisimlerin arkasına geçmesini ve hatta topun bir nesnenin içinden geçmesi gibi fizik kurallarına başkaldıran bazı ‘imkansız’ senaryoları dahi izledi. Cevabı aranan soru şuydu: PLATO sezgisel fiziği tıpkı bizim öğrendiğimiz gibi öğrenebilecek miydi?
28 saatlik eğitimin ardından araştırmacılar PLATO’nun öğrenebildiğini keşfetti. PLATO, ekibin ortaya koyduğu kriterler üzerinden yapılan incelemelerde tüm sezgisel fizik öğrenme testlerini geçti ve bebeklerin büyüdükçe nasıl öğrendiğine dair birçok modeli anladı. Sürekliliği veya bir nesnenin A noktasından B noktasına ışınlanmak yerine nasıl bir yörüngeyi izlemesi gerektiğini ve iki nesnenin aynı anda aynı fiziksel alanda olamayacağı gibi fizik kurallarını sindirdi. Zaman içerisinde PLATO’nun gözlem, kavrayış ve öngörüleri gittikçe daha iyi hale geldi.
Beklendiği üzere PLATO, hiçbir şeyin bir kurala uymadığı, sihirbazlık numarasına benzer garip videolar gördüğünde ‘şaşırmış’ bir ifade sergiledi. Toplar birbirinin içinden geçerek fizik yasalarını çiğnerken bir şeylerin yanlış olduğunu anlayan PLATO, gerçek bir insan olsaydı muhtemelen bir sihirbazlık gösterisi izlerken çenesi düşerdi.