SpaceX Tarafından Geliştirilen 8 Teknoloji
5 min readElon Musk’ın uzay taşımacılığı şirketi SpaceX, geliştirdiği teknolojilerle tüm dünyayı kendine hayran bırakıyor. Falcon 1 roketleriyle başlayan ve Falcon 9 ile şahlanan bu yolculukta roketlere adeta seviye atlatan SpaceX; bugün Raptor motorları, dikey iniş teknolojisi, Dragon kapsülleri ve Starlink projesiyle günümüzün tartışmasız en önemli uzay şirketi konumunda. Biz de bu içeriğimizde SpaceX tarafından geliştirilen teknolojilere yakından bakacağız.
Günümüzde NASA görevlerinde dahi roketleri kullanılan SpaceX, Elon Musk adında bir adamın Mars hayalleri için ilk adımını atmasıyla 6 Mayıs 2002 tarihinde kuruldu. Aradan geçen yaklaşık 20 yıllık süreçte SpaceX tarafından geliştirilen teknolojiler, bugün uzay teknolojilerinin geldiği son noktayı temsil ediyor. Öyle ki SpaceX teknolojileri sayesinde insanlık, önümüzdeki birkaç on yıl içerisinde başka bir gezegene ilk adımlarını atmayı planlıyor.
Merkezi ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Hawthorne şehrinde bulunan uzay taşımacılığı şirketi SpaceX; ürettiği roketleri düzenli olarak yeniden kullanıyor, mürettebatsız Dragon uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu’na kargo görevlerini yerine getiriyor ve Starlink adını verdiği projeyle uzaydan internet sağlamayı amaçlıyor. Bu içeriğimizdeyse yaklaşık 20 yıllık bir geçmişi bulunan SpaceX tarafından geliştirilen teknolojilere daha yakından göz atacağız.
SpaceX’in ürettiği teknolojiler:
- Falcon 1
- Falcon 9
- Falcon Heavy
- Dragon
- Starship
- Starlink
- Raptor motorları
- Dikey iniş teknolojisi
Falcon 1 ile tanışın
SpaceX tarafından üretilen ilk roket olan Falcon 1, 2006-2009 yılları arasında kullanıldı ve alçak Dünya yörüngesine 670 kilogram ağırlık taşıma kapasitesine sahipti. 21,3 metre uzunluğunda ve 1,7 metre çapında olan Falcon 1 roketi, günümüzde emekliye ayrılmış durumda. Roketin Temmuz 2009’daki beşinci ve son uçuşunda, bir Malezya Dünya gözlem uydusu olan RazakSAT yörüngeye taşınmıştı.
Yeni ufuklara: Falcon 9
Falcon 1 ile yakalanan başarının ardından SpaceX, daha ağır kaldırma kapasitesine sahip roket arayan birçok firmadan yoğun ilgi görmeye başladı. Bu nedenle firma ilk etapta ‘Falcon 5’ isimli, ara seviye bir fırlatma aracı üretme niyetinde olsa da sonradan bu fikirden vazgeçerek Falcon 9 üzerinde karar kıldı. Nitekim roketin ilk versiyonu olan Falcon 9 v1.0, 2010 yılında kullanıma hazır duruma gelmişti.
Fırlatma başına 61,2 milyon dolar maliyeti olan Falcon 9, alçak Dünya yörüngesine 13.150 kilogram ağırlığında görev yüklerini taşıyabiliyor. Falcon 9 v1.0 roketinin kullanımları durdurulmuş olsa da v1.1 modeli halen faal halde hizmet vermeye devam ediyor. Şirket, roketin üçüncü bir versiyonu olan Falcon 9-R’ın geliştirmelerine de devam ediyor.
Sürekli daha ileriye: Falcon Heavy
Falcon serisinin ağır bir versiyonu olan Falcon Heavy roketi, 6 Şubat 2018’de Florida’da bulunan Kennedy Uzay Merkezi’nde, NASA’ya ait olan Pad 39A’da başlayan başarılı bir ilk uçuş gerçekleştirdi. Aslında hepimizin çok iyi hatırladığı bu olayda roket, Elon Musk’ın CEO’su olduğu bir diğer şirketi Tesla’nın aracını başarıyla uzaya taşımıştı.
Yaklaşık 70 metre uzunluğunda olan Falcon Heavy, 13 tona kadar yükü alçak Dünya yörüngesine taşıyabilen Falcon 9 v1.1’e kıyasla tam 54 ton yük taşıyabiliyor. Falcon Heavy için bu yıl içerisinde planlanmış 3 farklı fırlatma görevi bulunuyor.
Dragon kapsülleri
SpaceX’in çığır açan bir başka teknolojisi olan Dragon, ilk kez Mart 2006’da NASA’nın Ticari Orbital Ulaştırma Hizmetleri (COTS) kapsamında tanıtıldı. 6,1 metre yüksekliğinde ve 3,7 metre çapında olan Dragon kapsülleri, 7 kişilik mürettabatı destekliyor. İlk kez 2010 yılında fırlatılan araçlar, günümüzde Uluslararası Uzay İstasyonu için ikmal ve astronot taşımak için kullanılıyor.
Dünya’dan Mars’a: Starship
Henüz geliştirme aşamasında olan Starship programı, şu anda SpaceX’in en büyük önceliklerinden biri. Bugüne kadar birçok prototipi geliştirilen araçlar ile SpaceX, uzay turizmini resmen başlatmayı planlıyor. Bu planlara Dünya’dan Ay’a yolculuk, Mars’ın kolonileştirilmesi ve gezegenler arası yolculuk da dahil.
Orijinalinde ‘Gezegenlerarası Taşımacılık Sistemi’, daha sonrasında Big Falcon Rocket (Musk’ın deyimiyle ‘Big F****** Rocket’) olarak tanıtılan bu roket, planlara göre yaklaşık 100 kişi taşıyabilecek ve tamamen yeniden kullanılabilir olacak. Musk, bu roketi filolarda kullanmayı planladığını ve bir seferde Mars’a yüz binlerce yolcu götüreceğini söylüyor.
Uzaydan internet, her yerde internet: Starlink
SpaceX tarafından geliştirilen teknolojilerin en popülerlerinden biri olan Starlink, esasında uydu internet erişimi sağlamak için inşa edilen bir tür uydu takımyıldızı. Starlink projesi kapsamında her geçen gün uzaya küçük uyducuklar göndermeye devam eden SpaceX’in Mayıs 2021 itibarıyla 1.735 uydusu uzayda dolaşıyor. Proje sona erdiğinde ise Musk, toplamda 42 bin uydu ile dünyanın her yerinde uzaydan internet sağlamayı hedefliyor.
Raptor motorları
Adı bile havalı olan SpaceX Raptor motorları, kullanıma sunulduğunda şirketin süper ağır fırlatma araçlarına güç verecek. Teksas’taki roket geliştirme tesisinde testlerine devam edilen Raptor motorları, spesifik olarak Starship uzay aracını yörüngeye sokmak için tasarlanmış olsa da SpaceX, Raptor motorları ile çok daha uzaklara; Ay ve Mars’a yolculuk yapmayı planlıyor.
Dikey iniş teknolojisi (VTVL)
Dikey kalkış ve dikey iniş teknolojisi, adından da anlaşılacağı üzere roketler için bir kalkış ve iniş şeklidir. Lunar Lander Challenge gibi teşvik edici yarışmalarla 2000’li yıllarda büyük ivme kazanan dikey kalkış-iniş teknolojileri, 2010’ların ortalarına gelindiğinde devasa roketler için yoğun olarak kullanılan bir yöntem haline gelmişti.
Tam anlamıyla SpaceX tarafından geliştirilen bir teknoloji olmasa da 2013’te SpaceX, havada 744 metre yükseldikten sonra bir Falcon 9 prototipine dikey iniş yaptırmayı başararak dikey iniş teknolojisini en başarılı şekilde kullanan şirketlerin başında geliyor. Bu teknolojinin şirketlere ve dolayısıyla uzay teknolojilerine kazandırdığı en büyük fayda ise maliyetleri inanılmaz oranda düşürmesi zira başarılı dikey inişlerden sonra roketler yeniden kullanılabilir halde kalıyor. SpaceX için dikey iniş yapmak son derece sıradan bir hale gelmeye başladı çünkü şirket, her ay çok sayıda aracı uzaya fırlattığı gibi bunları başarılı bir şekilde yere indirmeyi de başarıyor.